Sovyetler Birliği resmi olarak 1991 yılında dağıldı ve yerine “demokratik” devletler kuruldu. Ancak, Sovyetlerin bıraktığı ekonomik sistem ve toplumsal yapı Batı Avrupa’da olduğu gibi Doğu ülkelerinde kolayca aşılamadı. Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından kucaklaşan Almanlar gibi, Doğu ülkelerinde yaşayan vatandaşlar kolayca birleşemedi. 2000 yılı ile birlikte ortaya çıkan yenilikler ve İletişim Çağı, Doğu’daki Post-Sovyet ülkelerinde birleşmeye değil kutuplaşmaya neden oldu. Bu kutuplaşmanın görülebildiği ülkelerden biri de Batılı kaynaklarca “Avrupa’nın yaşayan son diktatörü” diye anılan Aleksandr Lukaşenko’nun tam 26 senedir art arda “seçildiği” (Beyaz Rusya olarak bilinen) Belarus.
9 Ağustos 2020 tarihinde bu Post-Sovyet ülkesinde bir seçim yapıldı. Seçim gününe kadar fazlasıyla kaotik bir görüntü veren Belarus, Aleksandr Lukaşenko’nun %80 ile seçimi kazandığını duyurdu ( Higgins & Nechepurenko, 2020). Buna karşın, seçimlerin adil olmadığına ve seçim sonuçlarının manipüle edildiğine dair iddialar hiç kesilmedi. Bunun üzerine, 9 Ağustos tarihinde Belarus’un başkenti Minsk’te protestolara başlayan muhalifler, Lukaşenko’yu meşru bir güç olarak görmüyor. Uluslararası arenada ise Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok devlet, seçimi adil ve meşru olarak görmezken Rusya başta olmak üzere Türkiye, Kuzey Kore, Çin gibi ülkeler Lukaşenko hükumetine tebrik mesajlarını yayınladılar. Lukaşenko ise şu an için muktedir gözükse de protestolar Belarus’ta hala devam ediyor.

Seçime Giden Süreç
65 yaşında olan ve 26 yıldır aralıksız olarak Belarus’u yöneten Lukaşenko, Gennady Davydko önderliğindeki “Baleya Rus” partisinin desteğini görüyor. Partinin herhangi bir ideolojik siyaseti bulunmuyor. Daha doğru ifade etmek gerekirse, parti içinde birden fazla ses barındırıyor. Aslına bakılırsa, partinin Lukaşenko’yu desteklemek dışında herhangi bir ideolojik iddiası da bulunmuyor. Aleksandr Lukaşenko, 2000 sonrası süreçte ise “dış mihraklar ülkemizi tehdit ediyor” ve “ben gidersem istikrar biter” iddialarıyla iktidarını sürdürüyor.
Bu sırada, Lukaşenko, muhafazakâr oyları konsolide etmek için Avrupalılaşma karşıtı bir politikayı savunuyor. Lukaşenko, uyguladığı antidemokratik politikalar nedeniyle Avrupa özelinde fazlasıyla tepki çekti ve birçok politikacının hedefi haline geldi (Kelly, 2020). Almanya’nın eski dışişleri bakanı, diplomat Guido Westerwelle’nin Lukaşenko’ya “Son Diktatör” demesi üzerine Lukaşenko, Westerwelle’nin eşcinsel kimliğine atıfta bulunarak “Diktatör olmak eşcinsel olmaktan iyidir.” açıklamasını yaptı ve büyük tepki çekti.
Lukaşenko gibi statükoyu yeniden üreten ve hükumet olmanın ötesinde devlet gücüne sahip olan bir lidere karşı muhalefetin sesi 2019’a kadar kuvvetli değildi. Buraya ayrı bir parantez açmak gerekirse, Lukaşenko karşıtı eylemler Koronavirüs pandemisi öncesinde de vardı, ancak artan ekonomik sıkıntılar ve pandeminin dezavantajlı gruplar üzerindeki benzersiz negatif etkileri üzerine Haziran ve Temmuz aylarında eylemler arttı. Bu eylemlere katılıp göz altına alınan ve daha sonra da tutuklananlardan biri ise muhalif adaylardan Svetlana Tikhanovskaya’nın eşiydi.
Lukaşenko Karşısında Birleşik Muhalefet
Kaotik ve sancılı bir süreç ile seçimlere giden Belarus’un muhalif kanatları Lukaşenko’nun muhalif kadın adaylara “zavallı şeyler” demesi üzerine, muhalifler seçime kısa bir süre kala güçlerini birleştirdi ve bir “kadın dayanışması” oluşturdu . “Kadın dayanışmasının nasıl olacağını göstermek için birleşmeye karar verdik!” diyen muhalifler Svetlana önderliğinde birleşti (Kalinovskaya, 2020).
Seçim Günü
Seçime kadar olan süreçte muhalifler kazanacaklarından emindi, ancak seçim sonuçlarına göre %80 ile Lukaşenko öndeydi. Muhalifler seçim manipülasyonuna karşı örgütlenmişlerdi, ancak medya gücü özellikle bir seçim gecesi için kolay vazgeçilebilir bir durum değildi. Franak Viačorka’nın haberine göre Tikhanovskaya destekçileri hile ihtimalini engellemek için oy zarfını 4-6 defa katlayarak atmışlardı ve neredeyse tamamının katlanmış zarflarla dolu olan bir sandığı paylaştı. Ancak, resmi haber ajansının sonucuna bakıldığında tam tersi bir durum gözüküyordu. Bunun üzerine Belarus’ta insanlar sokaklara çıktılar. Başkent Minsk’te eylemciler polis şiddetine ve orantısız müdahalelere rağmen meydanları boş bırakmadılar.
All voters for Tikhanovskaya agreed to fold the ballot into 4-6 times. So you can see how people voted.
— Franak Viačorka (@franakviacorka) August 9, 2020
And you can see pic.twitter.com/C1MUEwqf4r
Seçim Sonrası Yaşananlar
9 Ağustos gecesi Belarus halkı için kolay bir gece değildi ancak tüm bu olanlar o geceyle de sınırlı değildi. Svetlana’dan herhangi bir haber alınamamasına karşın yüzlerce protestocu Minsk sokaklarına indi ve 2020’de bir diktatörün nelere sebep olabileceğini kolaylıkla gösterdi.
#Belarus‘ta mevcut Cumhurbaşkanı Lukaşenko’nun yüzde 80’den fazla oy aldığı açıklanınca sokaklar karıştı
— euronews Türkçe (@euronews_tr) August 10, 2020
Seçimlerde usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle protesto gösterisi düzenleyen Lukaşenko karşıtlarına polis müdahale etti
Seçim gecesi haber alınamayan Svetlana ise seçimden iki gün sonra Litvanya’dan “Şu anda yaşananlar hayatınızdan değerli değil.” şeklinde bir açıklama yaparak ülkeden ayrılma kararı aldığını Belarus halkına bildirdi.
#Belarus‘ta mevcut Cumhurbaşkanı Lukaşenko’nun yüzde 80’den fazla oy aldığı açıklanınca sokaklar karıştı
— euronews Türkçe (@euronews_tr) August 10, 2020
Seçimlerde usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle protesto gösterisi düzenleyen Lukaşenko karşıtlarına polis müdahale etti
Seçimden 5 gün sonra ise başkent Minsk’te eyleme katılma kararını alan metro işçileriyle beraber Belarus, bir süre daha iç karışıklıklarla duyacağımız ülkelerin başında geliyor.
#Minsk metro workers also joined the protests, promising to keep all underground stations open despite government closures and take people where they need to be to protest #Belarus pic.twitter.com/sbAQrjlV1O
— Belarus Free Theatre (@BFreeTheatre) August 14, 2020
I did see many things in Belarus. But I never saw Minsk metro employees protesting with national white-red-white flags! pic.twitter.com/71X6fTkwfO
— Franak Viačorka (@franakviacorka) August 14, 2020
Son Notlar
We are the power!#ЛукашенкоУходи #LukashenkoGoAway#Belarus pic.twitter.com/6USWCgLjFV
— NEXTA (@nexta_tv) August 16, 2020
26 yıllık iktidarını günümüze kadar koruyan Beyaz Rusya lideri Lukaşenko, uyguladığı antidemokratik uygulamaların yanı sıra kötüye giden ülke ekonomisiyle iktidarını daha fazla koruyamayacak gibi gözüküyor. Doğal kaynakları bakımından sınırlı bir ülke izlenimini veren Belarus’un yeniden üretmesi ve dünyaya açık bir ülke haline gelmesi ise Lukaşenko hükumetiyle olası gözükmüyor. Bu bağlamda, fakirleşme ve politik olarak baskılanma tehdidiyle karşı karşıya kalan Belarus halkı, yeni bir çıkış yolu olarak muhalefet ile bir reform hareketine girişebilir. Buna karşın, Lukaşenko, iktidarının verdiği imkanları kullanarak muhalefeti bir süre daha dizginleyebilir, hatta daha da baskılayabilir. Sürecin nereye gideceği hala belirsiz, ancak kısa vadede çatışmaların bitmesi gibi bir durum, uzun vadede ise Lukaşenko ile devam etmesi gibi bir ihtimal ise söz konusu değil.
Higgins, A., & Nechepurenko, I. (2020, Ağustos 12). Belarus Says Longtime Leader Is Re-elected in Vote Critics Call Rigged. NY Times: https://www.nytimes.com/2020/08/09/world/europe/belarus-election-lukashenko.html adresinden alındı
Kalinovskaya, T. (2020, Temmuz 17). In Belarus, Three Women Unite To Fight Strongman Lukashenko. Barron’s: https://www.barrons.com/news/in-belarus-three-women-unite-to-fight-strongman-lukashenko-01595004604?tesla=y adresinden alındı
Kelly, L. (2020, Mart 5). Belarus’s Lukashenko: “Better a dictator than gay”. Reuters: https://www.reuters.com/article/us-belarus-dicator/belaruss-lukashenko-better-a-dictator-than-gay-idUSTRE8230T320120304 adresinden alındı
Leave a Review