Bu yazı Zeynep Bedir tarafından düzenlenmiştir.
Serinin ilk yazısını okumak için bu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz: https://videmusdergi.com/2022/05/24/almancilar-bir-turk-diasporasi/
Diasporanın Kurumsal Çerçevesi
Almanya’ya göç eden ikinci kuşak Türk diasporasının asıl amacı ana vatanlarındaki borçlarını ödemek ve bir miktar para biriktirerek geri dönmektir. 1980’lerde göç eden diasporada ise bu eğilimin yerini başka amaçlara bıraktığı gözlemlenmiştir. Almanya’ya Türkiye’den yasa dışı girişler artmıştı ve bu göçmenlerin çoğu Türkiye’de terörist olarak aranıyorlardı. Türkiye’den göçen yasa dışı göçmenlerin büyük bir kısmı, 1971 Muhtırası ve 1980 darbesi sonrası Almanya’ya giden Kürtlerdi. 1979 yılında, Türkiye’den Almanya’ya göç etmiş diasporada, Kürtlerin oranı %2,5 idi. 1980 darbesi sonrası Almanya’da artan Kürt nüfusu ile diasporanın kurumsal çerçevesi de değişmeye başlamıştır. Diasporanın kurduğu yeni dernekler; darbe sonrası dini, kültürel ve ideolojik farklılıkları yansıtmaktaydı.
Almanya’ya göç hareketinin Türkiye tarafından iyi yönetilememesi, diaspora topluluğu içindeki farklılıkları keskinleştirmiş ve bölünmeleri arttırmıştır. Almanya’da marjinal gruplar oluşturulmuş ve bu gruplar sivrilen liderleri ile birer cemaat haline gelmişlerdir. Türkiye’deki siyasi iktidar ise diaspora grupları ile iletişim kurmaktan yoksundu. Bu durum Türkiye’nin Almanya’daki vatandaşlarını etkin bir lobi olarak kullanma avantajını yok etmiştir (Çınar, 2017).
Almanya’daki diaspora kendi arasında bir ‘’asabiyet’’ ruhu yaratmıştır. Göçmenler, ev sahibi devletteki kimliklerini, kendi farklılaşmış değerlerini koruyarak yaratmaya çalışıyorlardı. 1980 darbesi sonrası Türkiye’den göçen Kürt sayısındaki artış ile, diasporanın Türk kimliği çatısı altında birleşmesi imkânsız hale gelmiştir. Diaspora grupları Alevi, Sünni, Kürt, 2. ve 3. kuşak elitler olarak kendi aralarında parçalanmıştır. Diasporanın; kendi ayrışmış ve radikalleşmiş kimliklerini ön plana çıkarma amacı, çeşitli örgütlerin kurulmasına yol açmıştır. Bu örgütlerden en büyüğü, Modern İslam’ı savunan DİTİB’dir (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği). Her 1000 Türk’ten 55’i bu birliğe üyedir. Diasporanın %35’i ise milliyetçi bir örgütlenme olan IMGM (İslam Toplumu Millî Görüş) üyesidir. Almanya’ya Türkiye’den göçen Kürtler ise KOMKAR’ı (Kürdistan İşçi Dernekleri Federasyonu) kurmuştur ve diasporanın %2,5’u bu organizasyona üyedir. Alevi göçmenler ise %1’lik oranda diaspora üyesi barındıran AABF’yi (Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu) kurmuştur.
Diaspora tarafından kurulan organizasyonların üçte ikisinin temel örgütsel hedefleri, göçmenlerin Alman toplumuna entegrasyon sürecini geliştirmektir. Ancak bu hedef doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmalarda da organizasyonlar arası yöntem farklılıkları görülmektedir. Dini dernekler; Almanya’da dini çeşitliliği sağlamak için siyasi ve toplumsal hoşgörüyü teşvik eder, dinler arası diyaloğu arttırırlar. DİTİB gibi İslami kurumların, Türk gençlerin Alman eğitim sistemine entegrasyon süreçlerini hızlandırmak için düzenli dil kursları ve müfredat doğrultusunda özel dersler sunduğu görülmektedir. AABF ve KOMKAR gibi organizasyonlar ise kendi diaspora üyelerinin çıkarlarını gözeterek entegrasyon süreçlerine katkı sağlamışlardır. Ayrıca birçok Sünni Türk göç örgütü, insani yardımı İslam’ın emirlerinden biri olarak benimseyip; Türkiye’ye yardım sağlamışlardır. Bunun yanında, diaspora tarafından kurulan dini kuruluşlar; Türkiye’ye afet sonrası yardımlarıyla destek sağlamışlardır. AABF’nin, 1999 Gölcük depremi sonrası Almanya’da düzenlediği insani yardım faaliyetleri ve Türkiye’deki Alevi Kültür Dernekleri’nin afet kampanyalarına verdiği mali destekler örnek olarak gösterilebilirler (Sezgin, 2011).
Yukarıda bahsedilen kuruluşların bazıları sadece eyalet düzeyinde, bazıları ise hem eyaletler hem de üyesi oldukları şemsiye organizasyonlar aracılığıyla federal düzeyde çalışmaktadır. Örneğin AABF ve KOMKAR, Almanya sınırlarında kalmayıp; birçok ev sahibi Avrupa devletinde birimler kurarak, Türkiye ile ulusötesi ilişkiler sürdürmüştür (Sezgin, 2008). Bunun yanında, diaspora tarafından kurulan organizasyonların Alman toplumuna yönelik faaliyetlerinin de dar olduğunu belirtmek gereklidir (Dartan, 2015).
Ayrıca Verdugo ve Mueller (2008), Türk diasporasının hiç Almanca bilmeden; kendi dernek ve toplulukları içerisinde ev sahibi devlette neredeyse sorunsuz bir şekilde yaşamlarını sürdürebileceklerini belirtmiştir. Bu topluluklara örnek olarak restoranlar ve futbol kulüpleri verilebilir. Bunların yanı sıra; Türk yayın kanalları, Türkiye’den gelen yazılı basın, dini kurumlardan gelen bilgiler ve çeşitli internet siteleri; diaspora bireylerinin Alman toplumuna entegre olma ihtiyacı duymadan bilgi edinip, hayatlarını devam ettirebilmelerini sağlamışlardır.
Son olarak, diasporanın Alman seçimlerindeki parti tercihleri incelendiğinde; göçmenlerin kurdukları kurumsal çerçevedeki dernekler, organizasyonlar ve topluluklar yoluyla bir uyumluluk halinde hareket ettikleri öne sürülebilir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, diaspora seçmenlerinin parti tercihleri; 2016 ve 2018 yılları arasında SPD’den (Almanya Sosyal Demokrat Partisi) CDU’ya (Almanya Hristiyan Demokrat Birliği) önemli bir kayma yaşamıştır. Bu durum diasporanın partizan tutumunun yerini pragmatik arayışlara bıraktığının bir göstergesidir. Alman partilerin programlarında yer alan azınlık hakları, çifte vatandaşlık kabulü, entegrasyon vb. konular, diaspora seçmeninin tercihlerinde önemli kıstaslardır (Uslucan ve Sauer, 2020).
Kaynakça
Çınar, Y. (2017). TÜRK ALMAN İLİŞKİLERİNDE ALMANYA’DAKİ TÜRK GÖÇMENLER (1961-2000) . Bitlis Eren Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Akademik İzdüşüm Dergisi , 2 (2) , 1-21. https://dergipark.org.tr/tr/pub/beuiibfaid/issue/29631/318208
Dartan, M. (2015). Türki̇ye’ni̇n Avrupa Bi̇rli̇ği̇’Ne Üyeli̇k Süreci̇nde Almanya’Daki̇ Türk Lobi̇ Gücünün Rolü.
Sezgin, Z. (2008). Turkish Migrants’ Organizations: Promoting Tolerance toward the Diversity of Turkish Migrants in Germany. International Journal of Sociology, 38(2), 78–95. https://doi.org/10.2753/IJS0020-7659380206
Sezgin, Z. (2011). Turkish Migrants’ Organizations in Germany and Their Role in the Flow of Remittances to Turkey. Journal of International Migration and Integration, 12(3), 231–251. https://doi.org/10.1007/s12134-010-0157-1
Uslucan, H. H. & Sauer, M. (2020). Political Participation and Party Preferences among Immigrants of Turkish Origin in Germany . Uluslararası İlişkiler Dergisi , Special Issue: Revisiting Migration in International Relations , 113-128 . DOI: 10.33458/uidergisi.865541
Verdugo, R. R., & Mueller, C. (2008). Education, Social Embeddedness, and the Integration of the Turkish Community in Germany: An Analysis of Homeland Identity. European Education, 40(4), 3–22. https://doi.org/10.2753/EUE1056-4934400401
Leave a Review